Bu hayatta en çok kabul gören, onaylanan ve takdir edilen insanlar bunu en az önemseyenlerdir. Çok az kabul gören insanlar ise devamlı bunun peşinden gidenlerdir. Çoğu zaman başkalarının bizler hakkında ne düşündüğü, bizlerin kendi hakkımızda ne düşündüğünden çok daha fazla önem taşımaktadır, fakat değerli olan bizim kendi hakkımızda ne düşündüğümüzdür.
Birinin bizim hakkımızdaki görüşü bizim kim olduğumuzu belirlemek zorunda değildir. Yapabileceklerimiz, imkansız diye nitelendirilenlerle değil, yapabileceğimizi düşündüklerimizle sınırlıdır. Biri size “Yapamazsın” dediğinde kendinizi yapamayacağınıza inandırmayın. Unutmayın; bu hayatta en büyük keyif, size “Yapamazsın” denileni yapmaktır. Bizi biz yapan; kim olduğumuzu, ne olduğumuzu, ne yaşadığımızı, nereden geldiğimizi veya nerede olduğumuzu gösteren üzerimize yapıştırılmış etiketler değildir.
Bizi biz yapan, gitmek istediğimiz yolda ilerlerken kendimizi nerede ve nasıl gördüğümüzdür. Size dayatılan gerçeği bir kenara koyun. Çünkü herkesin gerçeği, algıları kadardır. O nedenle hayatınız buna bağlıymış gibi peşinden koşacağınız bir hayaliniz olsun. Başkalarına, hatta size bile, ne kadar saçma ya da aptalca geleceğinin veya ne kadar imkansız göründüğünün hiçbir önemi yok. Kendinize güvendiğiniz ve inandığınız sürece doğru bir zihin yapısıyla ve doğru bir tutumla hareket edebilirsiniz. Bu nedenle kimsenin kendinize duyduğunuz güveni ve inancı yıkmasına izin vermeyin.
Hayalinizi, kararlarınızı başkalarının ellerine bırakarak gerçekleştiremezsiniz. Bu süreçte ya başkalarının hayallerini yaşarsınız ya da kendi hayalinizin peşinden gitme kararı alırsınız. Seçim daima sizindir. Bu sizin hayatınız. Onu tasarlayacak olan bir başkası değil, sizlersiniz.
İnsanlara bu hayata tekrar gelebilselerdi aynı hayatı yaşayıp yaşamayacakları sorulduğunda, her şeyin çok daha farklı ve çok daha iyi olacağını söylüyorlar, çünkü kendi hayatlarıyla ilgili küçük ya da büyük kararları başkalarının ne düşündüğünü gereğinden fazla dikkate alarak veriyorlar. Eğer başarılı olmak istiyorsanız, öncelikle başarının sizin için ne ifade ettiğini düşünmelisiniz. Ardından bunun neye mal olacağını tartışmaksızın harekete geçmelisiniz. Bir hayaliniz varsa eğer, o hayali gerçekleştirmek adına kendi yolunuzu çizmelisiniz.
Mutsuzluğa çare arayışındaysanız, sizi mutlu edeceğini düşündüğünüz eylemlerde bulunmalısınız. Korkularınızın ya da sizin dışınızda bir başkasının sizi ve hayatınızı kontrol etmesine izin vermeyin. Çünkü başkalarının tariflerine, başarı formülüne, hayal tekliflerine ya da hayat görüşüne ihtiyacınız yok. Özgün bir hayat yaşayın. Gerekirse sayısız defa hata yapın, fakat bir başkasının kopyası ya da kuklası olmayın. Kendinize bunu borçlusunuz.
Yine de tüm çabalarınıza rağmen hayaliniz beklediğiniz hızda gerçekleşmeyebilir. Bu nedenle insanlar bu süreci yavaşlatan veya yokuşa süren her ne varsa, ellerine geçen her fırsatta size bunu hatırlatmak isteyeceklerdir. Kendinizden şüphe duyacağınız anlar olacaktır, fakat eğer hayalinizi her gün kendinize hatırlatır, onu gerçekleştirmenin size neler hissettireceğini düşünür ve odağınızı hayat amacınıza çevirirseniz, hayalinizi yaşamaya dair kişisel özgürlüğünüzün ilk adımını atmış olursunuz. Bu adım sizi, karşılaşacağınız her zorlukta güçlendirecektir. O adımı atabilmek adına başkalarının onayına ihtiyacınız yok.
Unutmayın; koşullar hiçbir zaman yeterince uygun olmayacak, fakat vazgeçmeden yürüdüğünüz bu yolda her geçen gün özgüveniniz artacaktır. Algınızı genişletin, tüm sorumluluğu üstlenin ve kendi gerçeğinizi yaşayın. Çünkü bunu hak ediyorsunuz.