Amatör sözcüğü Latince “amare” yani sevmek fiilinden türemiştir ve “yaptığı işi seven kişi” anlamındadır. Amatörce yaşanan bir hayatın mimarı olmak içinizdeki sevgiyi ortaya koymaktan farksızdır. Severek yaşar ve inşa edersiniz. Çünkü amatör olmanın amacı başka hayatlarla rekabet etmek değildir. Amatör olmanın amacı, yetenek ve becerileri geliştirmek ve kişiye özel tasarımlar ortaya koymaktır.
Hangi hayatı elinize alırsanız alın, ister öğrencilik hayatı, ister kariyer hayatı, ister ilişkileriniz, her biri amatör bir yaklaşımı, başka bir deyişle sevilmeyi hak ediyor. Hepimiz Bob Marley’in şu sözünü onlarca belki yüzlerce kez duyduk: “Yaşadığınız hayatı sevin, sevdiğiniz hayatı yaşayın.” Kariyer danışmanları da bu söze benzer birçok öneride bulunur: “Ya sevdiğin işi yap ya da yaptığın işi sev.” Bob Marley’in sözü adeta birine amatör olmayı aşılamak gibidir. Ancak çoğu kez bunu başarmanın profesyonel olmayı gerektirdiği düşünülür. Biraz detaya inelim ve düşünelim. Profesyonel bir kariyer hayatı planladığınızı hayal edin. Her şeyi kitabına, uzmanına, modeline, şemalara ve kalıplara göre yapılandırıyorsunuz. Hatırlayın, amatör olmak için çaba göstermeniz gerekmemişti, ancak profesyonellik kazanılmalıdır. Yükselişiniz belli bir onaya ihtiyaç duyar ve siz 1 ve 0’ları belli bir kurala göre kodlarsınız. Kurallar ne kadar hoşunuza gider emin değilim, ancak bu durumda özerkliğiniz kısıtlanmıştır. Unutmayın, siz bir hayat mimarısınız ve mimarlık tasarlamayı, dolayısıyla yaratıcılığı gerektirir. Ancak eğer size profesyonellik kapsamında bazı “tik”ler atılıyorsa, o halde bir başkası tarafından kodlanıyorsunuz demektir. Mimarlık özleminiz olmuştur, hayat ise okunmuş bir kitaptan farksızdır.
Bir amatör olarak amacım profesyonellere taş atmak değildir. Ben profesyonelliğin de amatörce yürütülebileceğini düşünenlerdenim. İş dünyasına bir bakın, sizce de bu görüşü destekleyecek gelişimler yaşanmıyor mu? İç girişimcilik örnekleri, performans değerlendirme teknikleri, içsel motivasyon yaklaşımları, evden çalışma imkanları vb. diğer tüm yenilikler son yüzyılın ürünleridir ve her biri de profesyonel olmanın gerekliliği olarak gösterilir. Profesyonellik tıpkı yaşlanan insanın yaşını aldıkça çocuklaşması gibidir. Yaratıcılığı körelmiştir ancak gülmeyi unutmamıştır. O nedenle kendisine içindeki çocuğu hatırlatacak oyuncaklar sunulur.
Bu bir iddia değil, ancak bundan 5-10 yıl sonra iş hayatındaki insanlar ikiye ayrılacak: “Amatör olanlar” ve “Amatör olmayanlar”. Bu ayrım çok net olmamakla birlikte şu günlerde, “Profesyoneller” ve “Profesyonel ol(a)mayanlar” şeklindedir. Profesyonel olmak bir tercihtir, sonradan öğrenilebilir. Amatör olmak ise doğuştandır, o terk edilemez.
Yıllardır sordular, cevap aradılar ve hâlâ cevap verememiş insanlar var. “İnsan ne ister?” sorusuna cevap verildi de “Ben ne isterim?” sorusuna hâlâ verilecek tek bir cevap yok. Bu nedenle izni olur mu bilmem ama Bob Marley’in özünde sevdiğim sözünde ufak bir güncelleme yapmak isterim: “Sevdiğiniz hayatı isteyin, istediğiniz hayatı yaşayın.”