Kendi kararınızı vermeyi bir kenara bırakıp başkasının aldığı bir kararın içinde kulaç atarsanız, boğulursunuz. Yaptığınız seçimlerde, tercihlerde, aldığınız kararlarda ve sonuçlarına verdiğiniz tepkilerde, kısaca hayatınıza şekil kazandıracak tüm anlaşmalarda sizin imzanız olmalıdır.
Size şu ya da bu yolu seçin diyemem, çünkü bu hayatta düşüp kalkmayı ancak kendi bağımsız kararlarımızı uygulayarak öğrenebiliriz. Verdiğiniz kararın sonuçları sizin için kol kanat germiş hayatları geride bırakacak kadar acımasız olduğunda, onları umursamadan bu kararı vermenin kolay olacağını da söyleyemem. Bu nedenle bu kararı almak çoğu zaman hayatın en keskin virajlarından biridir. Fakat eğer bu hayatta özgür iradenizle yol almak istiyorsanız, yönünüzü değiştirmeyi deneyenlere rağmen kendi hayatınızı yaşama kararından vazgeçmediğinizde bunun size nasıl hissettireceğini düşünerek hareket edin.Ardından size neye mal olacağını göz önünde bulundurmaksızın kararlılık arz eden bir tutum sergileyin, çünkü hayalinizi gerçekleştirebilmeniz için bu yolda pes etmeden ilerlemekte ısrar etmelisiniz. Öyleyse başkalarının sizin hayatınız üzerindeki baskısından kurtulmaya hemen şimdi karar verin. Bu kararlı kararsızlığa bir son verin. Çünkü hepiniz özgün bir hayat yaşamayı hak ediyorsunuz.
Hayatınızda değişimi yakalayarak bir fark yaratmak istiyorsanız, tek yapmanız gereken doğru veya yanlış, bir karar vermektir. Çoğu zaman bizi tutsak eden şeyler, nedensiz kaygı ve korkularımızdır. Kaygılarınızı rafa kaldırın. Hayatınızı yeniden şekillendirmek için bilinçli ve kendinden emin bir tavırla çaba göstermelisiniz. Her şeyinizi vermelisiniz. Tüm bunları yapmak ve harekete geçmek zor, biliyorum; fakat başınıza gelecek olumsuzluklara değil, sadece kendi hayatınıza yön vermeye odaklandığınızda gerçekte ne kadar güçlü olduğunuzu göreceksiniz. Eğer bugüne dek başkalarının aldığı kararların sonuçlarını yaşadıysanız ve elinize tutuşturulan bardağı kırma cesaretini henüz gösteremediyseniz, bunu yaptığınızda olacakları size anlatayım.
Şu bir gerçek ki; başlarda bu biraz canınızı acıtacak, sizden bunu neden yaptığınızla ilgili geçerli bir sebep sunmanız istenecek, hatta kimileri daha da ileri gidecek ve sizin aptal olduğunuzu düşünerek bu görüşlerini yüzünüze karşı söyleyecekler. Kimisi arkanızdan gülecek, kimisi sırtını çevirecek, desteğini çekecek ve bu birileri, ne ilginçtir ki, en yakınım dedikleriniz olacak. Bir süre yalnız kalacaksınız ve işte o an gerçek anlamda ilk defa kendinizle yüzleşmeniz gerekecek. Bu sizi bir diğer yol ayrımına itecek ve bir başka karar almak zorunda kalacaksınız. Bu durumda ya başkasının imzasını taşıyan o kırılan bardağa üzülürsünüz ya da o bardağı tutan ellerinizin gücünü fark edersiniz. Ellerinize bir bakın. Eğer hayaliniz avuçlarınızın içinde değilse, hâlâ bir başkasının bardağını tutuyorsunuzdur. Bırakın kırılsın o bardak. Korkmayın. Kimse sizi istemediğiniz bir şeyi yapmaya zorlayamaz. Eğer hayal gücünüzü kaybetmediyseniz, ellerinizi istediğiniz gibi kullanabilirsiniz demektir. Ellerinizi nasıl kullanacağınızın kararını veren sizlersiniz. Bir başkasının hayali sizin hayalinize ihanet ediyorsa, bilin ki; kararlı bir kararsızlık içinde boğulmaya mahkumsunuz. Unutmayın; bu sizin hayatınız. Öyleyse değişime kucak açın ve zoru başarma kararını verin, çünkü sizi özgün kılacak olan budur. Şimdi gidin ve hayalinizi yaşamaya başlayın.